İpek KARABOĞA

Merhaba İpek, bugün kaçta kalktın?

-Saat 10:00 normal kalkış saatim.
 

Sabah insanı mısın yoksa akşam mı?

-Sabahları ne bedenim çalışır doğru dürüst ne de beynim, dolayısıyla ben akşam ve hatta gece insanıyım diyebilirim.
 

Şu sıralar aklını meşgul eden bir konu var mı? Nedir?

-Yarım kalmış resimlerim ve diğer başlayıp henüz bitiremediğim işlerim.

 

Gümüş rengi saça dönmek isteyenlere nasıl bir yol izlemelerini tavsiye edersin?

-Mahmut Bey’e danışsınlar.

Kısa saçlı bir kadın olmanın en güzel tarafı nedir sence?
-Pratikliği.
 

Gardırobunun temelini oluşturan beş ürün?
-Gömlek, t-shirt, pantolon, uzun etek, fular-şal.

 

Bugüne kadar yaptığın en büyük saç hatası
-Bir kez perma yaptırdım, pişman oldum.

Favori seyahat rotan?
-Otomobille Anadolu’yu karış karış gezmek.
 

Makyaj çantanın içinde neler var?
-Göz kalemi, ruj, makyaj temizleyici, nemlendirici.

Bizi banyonda bir tura çıkarır mısın? Hangi saç ürünlerini tercih ediyorsun?
-Banyomda sadece şampuanlarıma rastlarsınız. Son zamanlarda Kerastase kullanıyorum.


Şu cümleyi tamamlar mısın? Saç bir kadının…………………………
-Sloganvari bir şey söylemeyeceğim ama temiz ve bakımlı bir saç galiba kadının kendini iyi hissetmesini sağlıyor.
 

Başucunda hangi kitaplar var?
-Bu günlerde Broch’dan "Vergilius’un Ölümü"nü okuyorum.

 

Defalarca seyrettiğin bir film?
-Carlos Saura’nın "Kanlı Düğün"ü.

Bugüne kadar aldığın en iyi güzellik öğüdü?
-Dik durmak.
 

Senin bize verebileceğin bir güzellik öğüdü var mı?
-Modaya esir olmadan, kimseye öykünmeden kendi tarzını bulup ona sadık kalmak.
 

Güzellik ikonun var mı?
-Güzel bulduğum yığınla insan var ama bir güzellik ikonum yok.
 

İstanbul’da yaşamasaydın nerede olurdun?
-Ege’de bir köyde.

Neden Ebil?
-Neden Ebil mi? Başkası olabilir mi?

Mahmut'la ilgili bize bir şeyler söylemeni istesek?

-Güven veren sıcak kişiliği, yaratıcılığı, ustalığı ve rafine zevki ile yaptığı iş her seferinde çok özel oluyor.
 

Çok beğendiğin ama kendine asla yakıştırmadığın bir trend, bir dönem, bir parça?
-Mini eteği ne kendime yakıştırdım ne de çok çok genç ve bacakları çok düzgün olanlar dışındaki kadınlara. Dolayısıyla hiç giymedim. Çarliston dönemi saçaklı elbiseleri ise çok sevmeme rağmen giymek kısmet olmadı, kim bilir belki de yakışırdı!
 

Çok beğendiğin ve tepe tepe kullandığın, artık imzan haline gelmiş bir parça?
-Kalpağım ve şallarım.

İlk kuaför deneyimini hatırlıyor musun? Kaç yaşındaydın?
-7-8 yaşlarındaydım sanırım, annem kuaföre ‘a la garson olsun’ dedi. Orta Anadolu kentlerinin sokak çocukları bu stili hiç mi hiç tutmadılar ki beni ne zaman görseler ‘kız oğlaaan..kız oğlaaan…’ diye çığrışıp durdular.
 

Hiç kuaförde ağladın mı?
-Hayır.

 

Sonbahar ve kışla ilgili seni heyecanlandıran bir şey?

-Kışı sevmem. Adı bile üşütür beni. Sonbaharda yaprakların renkleri, bulut kümelerinin ve ışığın oyunları içine hüzün katılmış bir heyecan verir. Onu severim.


Diğer Röportajlar