Tuluhan Tekelioglu – Gazeteci & Televizyoncu

Merhaba Tuluhan, bugün kaçta kalktin?
-Yedide. Oglumu okula yolladim.

Bir gazeteci ve televizyoncu olmanin en büyük zorlugu nedir sence?
-Merak.

Televizyon için ayri bir güzellik reçeten var mi?
-Eger bir aksam yayini ise öncesinde mutlaka bir saat uyurum, uyku benim güne yeniden baslamis gibi taze görünmemi saglar.

Televizyon makyajini kendin mi yapiyorsun?
-Isik ayari çok önemli oldugu için makyözlere birakiyorum. Sabah yayinina fondötensiz çiktigim olmustur, benim için haber kendi güzelligimden çok daha önemlidir.

Su siralar kafani hangi konu mesgul ediyor?
-Sinir hikayeleri yapiyorum, Reyhanli, Suriye ve Sirnak’a gittim. Son belgeselim 50'sinde erkekler üzerineydi. Kadinin farkindalik yasi 40'lari, erkeklerin ise 50'li yaslari. Mahmt Ebil de belgeselimin erkeklerinden biri. Pekçok film festivalinde gösterildi, tepkiler o kadar olumluydu ki, simdi yeni bir farkindalik yasi üzerine çekimlere basliyorum: Ergenler! Gençlere yasaklar getirmek yerine onlara kulak vermemiz lazim bence. Is habercilige geldiginde merak hiç durmuyor.

Sen televizyonda baska hangi isimleri begeniyorsun?
-Annem Ebru Salli’nin tavsiyelerine bayiliyor, onu mutlaka televizyonda görmek istiyor. Benim idolüm ise Birand’dir. Onu çok özlüyorum, onun cesaretine sahip baska bir televizyon habercisi olmadigini düsünüyorum. Kadinlara gelince, ekran karsisinda kendi gibi olabilen kadinlar hosuma gidiyor. Bu konuda giderek daha iyi oluyoruz bence, insanlar kendileri gibi olmayi beceriyor artik.


Sabah insani misin yoksa aksam mi?
-Sabah.

Gardirobunun temelini olusturan bes ürün?
-Jean, siyah elbise, beyaz gömlek, beyaz t-shirt ve blazer ceket.

Bugüne kadar yaptigin en büyük saç hatasi?
-Mahmut’un dalgin gününe denk gelmek! Gerçi geri dönülemez hiçbir saç hatasi yasamadim Ebil’de.

Bir gün mutlaka denemek istedigin bir model?
-Belki bir gün uzatirim saçlarimi…

Istanbul’da en sevdigin mekan?
-Tarihi yarim ada, Kapaliçarsi, Tünel ve Galata’nin dokusunu seviyorum. Oralarda kaybolmak hep çok keyifli. Istanbul’da yeni yerlerle karsilasmak beni her zaman heyecanlandiriyor.

Favori seyahat rotan?
-Olabildigince Dogu’ya… Gelismekte olan ülkeleri, egzotik yerleri seviyorum. En son Maldivler’deydim, denizin rengi büyüledi beni.


Su cümleyi tamamlar misin? Saç bir kadinin…………………………
-Kimligi, karakteri ve ruhudur.

Bugüne kadar aldigin en iyi güzellik ögüdü?
-Anneannemin bir tarifi var: Kaynar suda beklemis maydanozlarin suyunu buz kaliplarina döküp donduruyorum. Sonra da onlarla yüzüme masaj yapiyorum.

Istanbul’da yasamasaydin nerede olurdun?
-Paris, Roma ve Marakes, gider gelirdim.

Güzellik ikonun var mi?
-Audrey Hepburn.
 

Neden Ebil?
-Benim ciddi bir kuaför fobim var, Mahmut’la bunu yendim. Kalabalik ve gürültü sevmem, kaotik yerlerden kaçarim. Ebil’de çok mutluyum, artik benim ailem gibi oldular. Yalniz Mahmut degil buradaki birçok insan senelerdir hiç degismedi. Saçimda çikan ilk beyazi burada gördüm ben!

Ebil’de senin için yapilan, sana özel bir muamele var mi?
-Ben burada kendimi hep çok özel hissediyorum. Yusuf Bey’in Bahçe Tost’unu baska bir seye degismem, bana çocuklugumu hatirlatiyor. Arasina Rus salatasi da koyuyor, bir tek burada yiyorum. Iki büyük projem için Mahmut’la yaptigimiz sohbetler sirasinda fikir buldum. Yaratici insanlarla ayni mekanda olmak güzel.

Ilk kuaför deneyimini hatirliyor musun, kaç yasindaydin?
-Kahkülümü annem keserdi. Ilk röfleme ise üniversite sonda gittim. Pek çok seyi çok geç yaptim. Ilk manikürümü 30 yasinda burada yaptirdim. Boya konusunda da Mehmet Bey’in üzerine tanimam.


Diğer Röportajlar