- Ekim 2016
- Türkiyeden Bir Ilk
- Ağustos 2014
- Reel Sektor Programi Ebil Saç Tasarim
- Ekim 2013
- Papatya- 8-55: Schwarzkopf Igora Royal
- Temmuz 2013
- Mahmut Ebil: "Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik."
- Mayıs 2013
- mascarammaxx.com : Gelin Saçi Önerileri
- Kadinlar ve Kuaförler - Okan BAYÜLGEN
- Yaratici Çocuklar Dernegi - Çocuklar Askina
- Mart 2013
- HairIst 2013 Yilin Kuaförü Yarismasi
- Şubat 2013
- GOODLUCK TV - Ünlülerin kuaföründen saç trendleri
- Ocak 2013
- Türkiye’nin en iyi kuaförü
- Kasım 2012
- Saç Stilinin En Iyi 10 Adresi
GOODLUCK TV - Ünlülerin kuaföründen saç trendleri
http://www.goodluck.com.tr/ 2/11/2013
Ünlülerin kuaförü olarak bilinen ve Ebil Kuaför'ün kurucusu Mahmut Ebil ile saç trendleri ve saç bakiminda nelere dikkat edilmesi hakkinda bir söylesi gerçeklestirdik. 15 yil önce baba meslegi olan kuaförlüge ilk adimi attiktan sonra, suan üç salon ve bir akademiye sahip olan Mahmut Ebil, yakalamis oldugu basari ve bu basarinin sirlari hakkinda bakin Goodluck TV mikrofonlarina neler anlatti.
Sizi biraz taniyabilir miyiz? Bu meslege nasil basladiniz?
- Meslege baslamam babamin sayesinde oldu. Lise tahsilim zamaninda babamin yaninda, çirakliktan basladim. Sonra da babamla beraber uzun müddet çalistim. Lise tahsilim bitti ve üniversiteyi kazandim. Fakat, Türkiye için o dönem sikintiliydi. Babam da açikçasi çocuklarina kiyamadi, bize "nasilsa bir meslegimiz var siz de kolunuza altin bir bilezik takin" dedi. Ve tamamen bu ise soyunmus olduk. O gün bugündür de baba meslegini icra ediyoruz.
Demek ki sizin de içinizden geldi bu meslek ki devam ettirdiniz? O kötü dönemler olmasaydi baska meslegi seçer miydiniz?
- Aslinda ben baba meslegi yapmak istemedim. Meslegi sevmedigimden ya da begenmedigimden degil. Çalisma süresinin fazla uzun olmasindan. Bayramlarin, yilbasinin olmamasindan, hiç tatili yoktur bu meslegin. Arkadaslarim gezip tozarken, ben çalisiyordum. O yüzden yapmak istemedim. Sonra babam beni bir müsterimizin esinin yanina çalismak için gönderdi. Çok da iyi çalisiyordum, çok isinmistim isime. Sonra babam Büyükada'da yeni bir yer açti, basina da beni geçirdi. Hiç istemesemde babamin istegi üzerine isimi birakip dükkanin basina geçtim. Geçtikten sonra da bir daha birakamadim. Bizim is, gerçekten çok sevgi, sabir ve disiplin isteyen bir is. Demek ki o sevgi içimde varmis ki bugün bu noktalara gelebildim.
2013 saç trendlerinde neler ön plandaydi? Hangi tarzlar...? Bunlardan biraz bahsedebilir misiniz?
- Sadece saç yapmakla bir kisinin görselini tamamen degistiremiyorsunuz. Eger bir insan kendin görselinde bir degisiklik istiyorsa saçin yaninda kiyafeti ve makyaji, hatta konusma tarzinin bile buna dahil olmasi lazim. Ama agirlikla, neler öne çikti diye soracak olursaniz, Victoria Secret moedellerinin saçlari gibi uzun ve katli saçlar... Daha kadinsi, feminen görüntüler çok fazla vardi. Tabii onla beraber kisa saçlar da vardi. Fakat önümüzdeki yillarda artik biraz daha kahküller ön plana çikacak. Renkte hafif koyulasmalar, toprak tonlari. Mesela röflelerde, 2- 3 ton röfleyi ayni anda, ince röfleler halinde, saçin içinde röfle var mi yok mu diyeceginiz sekilde... Bu sene saç boyunda kisadan orta boya, uzun boya kadar her boy saçi görmek mümkün olacak.
Türk kadinlari saçlarda en çok neye dikkat ediyor? Yeteri kadar önem veriyorlar mi saçlarina?
- Bence Türk kadinlari saçlarina Avrupalilar'dan daha fazla önem veriyor. Türk kadini için saç nerdeyse odak noktasi, öyleki, hayatindaki bütün olumsuzluklarin saç sayesinde düzelebilecegine inanacak kadar da saça baglilar. Onun için Türkiye'de kadinlar kuaför salonuna haftada bir kaç sefer gelebiliyor. Avrupa'da bunu göremezsiniz. Sadece saç kestirilir, boyatilir, 10 günde 15 günde bakim yapilir. Daha çok natürel halde, günlük kullanim. Ama bizde ise daha fön agirlikli, tarama agirlikli isler çok fazla.
Peki bayanlarin saç bakiminda, size göre yaptiklari en büyük hatalar nelerdir?
- Saçin bakimindan ziyade saçin rengiyle oynamayi çok seviyorlar. Bir kere en büyük hata bu. Çünkü saç o kadar kimyasal isleme maruz kaliyor ki, buna hangi bakimi yaparsaniz yapin kafi gelmiyor. Bir kere bakim, en basta korumaktan basliyor. Ne kadar bitkisel boyayla, saglikli malzemelerle çalismis olsak da saçlarin bir takim degerlerini aliyoruz.
Saç boyasindan bahsettik. Bayanlarda bu sene hangi saç renkleri ön plana çikti?
- Bu sene saçlarda koyulasmalar var. Toprak tonlari, kahve tonlari var. Fakat bu kahve tonlarinin içinde bakirin yansimalarini çoklukla gördük. Bakir kahveler, bakir kizillar... Ondan sonra kahvenin karamel tonlari ve kahve kadar koyulastirmayan bej karameller... Bunlar çok revaçta. Iste bunlarin arasina dedigim gibi bir kaç tonla yaptigimiz gölgelendirme, isiklandirma ya da highlight dedigimiz teknik ve bu tip çalismalar yapiyoruz. Ama bir kitle var ki, Türkiye'de çok fazla itibar görüyor; sarisinlar. Sarisinlar da, sarisinligindan çok fazla bal tonuna kadar gidip balin arasina tekrar sari tonlarini koyuyorlar. Bunda da son derece basarili güzel isler çikiyor diye düsünüyorum.
Moda da, bayanlar, genelde yurtdisinda ünlü bir kisinin üzerinde gördügü ve begendigi kiyafeti alip giymek istiyor. Saç için de böyle bir trend var mi? Hollywood yildizlarinda gördügü bir saçi istiyorlar mi sizden?
- Türkiye'de gördügünü, begendigini yapmaktansa yurt disi versiyonunu tercih ediyorlar bir kere, önemli olan bu. Arkadasi, dostu ya da cemiyet hayatinda her seyi paylastigi insanlardan örnek vermeyi tercih etmiyorlar. Velevki "duyulursa" konusu malum, biliyorsunuz... Kate Holmes'lar, Jennifer Aniston'lar, Scarlet Johansson'lar gibi ünlüleri takip ediyorlar. Daha çok bu minvalde dolasiyor. Görsel bir sey göstereceklerse, bunlar tercih ediliyor.
Birçok ünlü müsteriniz var. Ünlülerle ugrasmak zor mu, kaprisliler mi size göre?
- Isinizi hakikaten o degerde, o begenide yapabiliyorsaniz ünlülerle ugrasmak aslinda zor degil. Zaten o ünlü insanlar da daha evvel bir takim referanslarla ve sizi bildigi için geliyor. Fakat ilk tanisma, bir konsülütasyon asamasi var. Yani baska bir arkadasinin salonundan kalkmis bize gelmis. Tabii ki de o dönemde beklentileri yüksek oluyor. Onun için mümkün oldugu kadar samimi ve karsi tarafi biraz dinleyerek, konusabilen, o konsülütasyonu yapabilen kuaför arkadaslarim basarili oluyor.
En rahat çalistiginiz, daha çok diyalog kurabildiginiz, saçini rahatça kestiginiz, boyadiginiz, bire bir örtüstügünüz ünlü hangisi?
- Çok zor bir soru. Simdi birini söyleyip öbürünü söylemezsek ayip olacak. Ama dedigim gibi gelenlerin çoguyla hakikaten çok samimi ve artik bir dönemden sonra ahbap, arkadas oluyoruz. Sikinti yasamiyoruz, ne istedigini biliyoruz. Zamanlamasina mümkün oldugu kadar ayak uydurmaya çalisiyoruz. Tabii ki uzun süredir gelip de bizim takipçimiz, yani artik salonun ve ailenin bir parçasi gibi oluyor. Feryal Gülman, Siren Ertan, Ayse Arman, Demet Sener, Dilek Hanif, Elif Cigizoglu o kadar çok var ki. Modanin son derece önemli insanlari. Yani hepsiyle son derece keyifli ve son derece güzel çalisiyoruz.
Herkes sizi Bebek'te bulunan salonunuzdan biliyor. Bunun haricinde nerelerde yeriniz var?
- Kemerburgaz ve Suadiye'de bir salonum var. Bir de küçük, okul akademisi gibi Harbiye'de bir yerimiz var. Orda da kendi ekibimizi yetistirmek üzere degerlendirdigimiz, 8 senedir hizmet veren bir akademimiz var. Bütün çalisan ekibimiz temel bir egitimden geçiyor. Sonra da yenilikleri, bütün sezon ne yapacagimizi konustugumuz, bunlarin konsültasyonlarini ve fikir alisverisini yaptigimiz bir akademi.
Academy kurma fikri nasil olustu?
- Ben isini seven ve arastirmaci yapisi olan birisiyim. Biraz titiz bir insanim. Yillar evvel, Paris'te Jean Louis David tanisma imkanim oldu. Kendisinden franchising almak için bir görüsmeye gitmistim. Çok verimli ve güzel bir toplanti oldu. Aslinda söyle söyleyeyim, o toplantinin bütün degerlerini son 10-15 yilda daha iyi algilamaya basladim. Çünkü o zaman ben çok gençtim ve söyledikleri kisimlari anlayamamistim. Ama zaman içinde is yeri sahibi olup da, bir kaç salon açmaya baslayip bazi aksakliklari yasayinca akademinin önemini anladim. Üç salon yaptiktan sonra dedim ki dördüncü salonu yapmayacagim. Önce akademiyi açacagim. Bu fikir, Jean Louis David'den çikmistir yani.
Yurtdisinda salon açma niyetiniz var mi?
- Evet. Su anda üstünde çok ciddi çalistigimiz, yurt disinda bir salon sahibi olma fikrimiz var. Asagi yukari 5 aydir bununla ugrasiyoruz. Fakat incelemeleri, eksikleri ve isleyisi dogru yapabilmek adina ince eleyip sik dokuyoruz. Hatta önümüzdeki günlerde, yurt disindaki salondan çok ünlü 2 tane kuaför bizim davetlimiz olarak Türkiye'ye gelecek. Onlarla, bunun detaylarini görüsüp, bu is görüsmesini yapacagiz. Hayirlisiysa olsun diyorum. Dedigim gibi, biz gereken emegi, gereken çabayi sarf ediyoruz. Ama kolay bir is degil.



Sizi biraz taniyabilir miyiz? Bu meslege nasil basladiniz?
- Meslege baslamam babamin sayesinde oldu. Lise tahsilim zamaninda babamin yaninda, çirakliktan basladim. Sonra da babamla beraber uzun müddet çalistim. Lise tahsilim bitti ve üniversiteyi kazandim. Fakat, Türkiye için o dönem sikintiliydi. Babam da açikçasi çocuklarina kiyamadi, bize "nasilsa bir meslegimiz var siz de kolunuza altin bir bilezik takin" dedi. Ve tamamen bu ise soyunmus olduk. O gün bugündür de baba meslegini icra ediyoruz.
Demek ki sizin de içinizden geldi bu meslek ki devam ettirdiniz? O kötü dönemler olmasaydi baska meslegi seçer miydiniz?
- Aslinda ben baba meslegi yapmak istemedim. Meslegi sevmedigimden ya da begenmedigimden degil. Çalisma süresinin fazla uzun olmasindan. Bayramlarin, yilbasinin olmamasindan, hiç tatili yoktur bu meslegin. Arkadaslarim gezip tozarken, ben çalisiyordum. O yüzden yapmak istemedim. Sonra babam beni bir müsterimizin esinin yanina çalismak için gönderdi. Çok da iyi çalisiyordum, çok isinmistim isime. Sonra babam Büyükada'da yeni bir yer açti, basina da beni geçirdi. Hiç istemesemde babamin istegi üzerine isimi birakip dükkanin basina geçtim. Geçtikten sonra da bir daha birakamadim. Bizim is, gerçekten çok sevgi, sabir ve disiplin isteyen bir is. Demek ki o sevgi içimde varmis ki bugün bu noktalara gelebildim.
2013 saç trendlerinde neler ön plandaydi? Hangi tarzlar...? Bunlardan biraz bahsedebilir misiniz?
- Sadece saç yapmakla bir kisinin görselini tamamen degistiremiyorsunuz. Eger bir insan kendin görselinde bir degisiklik istiyorsa saçin yaninda kiyafeti ve makyaji, hatta konusma tarzinin bile buna dahil olmasi lazim. Ama agirlikla, neler öne çikti diye soracak olursaniz, Victoria Secret moedellerinin saçlari gibi uzun ve katli saçlar... Daha kadinsi, feminen görüntüler çok fazla vardi. Tabii onla beraber kisa saçlar da vardi. Fakat önümüzdeki yillarda artik biraz daha kahküller ön plana çikacak. Renkte hafif koyulasmalar, toprak tonlari. Mesela röflelerde, 2- 3 ton röfleyi ayni anda, ince röfleler halinde, saçin içinde röfle var mi yok mu diyeceginiz sekilde... Bu sene saç boyunda kisadan orta boya, uzun boya kadar her boy saçi görmek mümkün olacak.
Türk kadinlari saçlarda en çok neye dikkat ediyor? Yeteri kadar önem veriyorlar mi saçlarina?
- Bence Türk kadinlari saçlarina Avrupalilar'dan daha fazla önem veriyor. Türk kadini için saç nerdeyse odak noktasi, öyleki, hayatindaki bütün olumsuzluklarin saç sayesinde düzelebilecegine inanacak kadar da saça baglilar. Onun için Türkiye'de kadinlar kuaför salonuna haftada bir kaç sefer gelebiliyor. Avrupa'da bunu göremezsiniz. Sadece saç kestirilir, boyatilir, 10 günde 15 günde bakim yapilir. Daha çok natürel halde, günlük kullanim. Ama bizde ise daha fön agirlikli, tarama agirlikli isler çok fazla.
Peki bayanlarin saç bakiminda, size göre yaptiklari en büyük hatalar nelerdir?
- Saçin bakimindan ziyade saçin rengiyle oynamayi çok seviyorlar. Bir kere en büyük hata bu. Çünkü saç o kadar kimyasal isleme maruz kaliyor ki, buna hangi bakimi yaparsaniz yapin kafi gelmiyor. Bir kere bakim, en basta korumaktan basliyor. Ne kadar bitkisel boyayla, saglikli malzemelerle çalismis olsak da saçlarin bir takim degerlerini aliyoruz.
Saç boyasindan bahsettik. Bayanlarda bu sene hangi saç renkleri ön plana çikti?
- Bu sene saçlarda koyulasmalar var. Toprak tonlari, kahve tonlari var. Fakat bu kahve tonlarinin içinde bakirin yansimalarini çoklukla gördük. Bakir kahveler, bakir kizillar... Ondan sonra kahvenin karamel tonlari ve kahve kadar koyulastirmayan bej karameller... Bunlar çok revaçta. Iste bunlarin arasina dedigim gibi bir kaç tonla yaptigimiz gölgelendirme, isiklandirma ya da highlight dedigimiz teknik ve bu tip çalismalar yapiyoruz. Ama bir kitle var ki, Türkiye'de çok fazla itibar görüyor; sarisinlar. Sarisinlar da, sarisinligindan çok fazla bal tonuna kadar gidip balin arasina tekrar sari tonlarini koyuyorlar. Bunda da son derece basarili güzel isler çikiyor diye düsünüyorum.
Moda da, bayanlar, genelde yurtdisinda ünlü bir kisinin üzerinde gördügü ve begendigi kiyafeti alip giymek istiyor. Saç için de böyle bir trend var mi? Hollywood yildizlarinda gördügü bir saçi istiyorlar mi sizden?
- Türkiye'de gördügünü, begendigini yapmaktansa yurt disi versiyonunu tercih ediyorlar bir kere, önemli olan bu. Arkadasi, dostu ya da cemiyet hayatinda her seyi paylastigi insanlardan örnek vermeyi tercih etmiyorlar. Velevki "duyulursa" konusu malum, biliyorsunuz... Kate Holmes'lar, Jennifer Aniston'lar, Scarlet Johansson'lar gibi ünlüleri takip ediyorlar. Daha çok bu minvalde dolasiyor. Görsel bir sey göstereceklerse, bunlar tercih ediliyor.
Birçok ünlü müsteriniz var. Ünlülerle ugrasmak zor mu, kaprisliler mi size göre?
- Isinizi hakikaten o degerde, o begenide yapabiliyorsaniz ünlülerle ugrasmak aslinda zor degil. Zaten o ünlü insanlar da daha evvel bir takim referanslarla ve sizi bildigi için geliyor. Fakat ilk tanisma, bir konsülütasyon asamasi var. Yani baska bir arkadasinin salonundan kalkmis bize gelmis. Tabii ki de o dönemde beklentileri yüksek oluyor. Onun için mümkün oldugu kadar samimi ve karsi tarafi biraz dinleyerek, konusabilen, o konsülütasyonu yapabilen kuaför arkadaslarim basarili oluyor.
En rahat çalistiginiz, daha çok diyalog kurabildiginiz, saçini rahatça kestiginiz, boyadiginiz, bire bir örtüstügünüz ünlü hangisi?
- Çok zor bir soru. Simdi birini söyleyip öbürünü söylemezsek ayip olacak. Ama dedigim gibi gelenlerin çoguyla hakikaten çok samimi ve artik bir dönemden sonra ahbap, arkadas oluyoruz. Sikinti yasamiyoruz, ne istedigini biliyoruz. Zamanlamasina mümkün oldugu kadar ayak uydurmaya çalisiyoruz. Tabii ki uzun süredir gelip de bizim takipçimiz, yani artik salonun ve ailenin bir parçasi gibi oluyor. Feryal Gülman, Siren Ertan, Ayse Arman, Demet Sener, Dilek Hanif, Elif Cigizoglu o kadar çok var ki. Modanin son derece önemli insanlari. Yani hepsiyle son derece keyifli ve son derece güzel çalisiyoruz.
Herkes sizi Bebek'te bulunan salonunuzdan biliyor. Bunun haricinde nerelerde yeriniz var?
- Kemerburgaz ve Suadiye'de bir salonum var. Bir de küçük, okul akademisi gibi Harbiye'de bir yerimiz var. Orda da kendi ekibimizi yetistirmek üzere degerlendirdigimiz, 8 senedir hizmet veren bir akademimiz var. Bütün çalisan ekibimiz temel bir egitimden geçiyor. Sonra da yenilikleri, bütün sezon ne yapacagimizi konustugumuz, bunlarin konsültasyonlarini ve fikir alisverisini yaptigimiz bir akademi.
Academy kurma fikri nasil olustu?
- Ben isini seven ve arastirmaci yapisi olan birisiyim. Biraz titiz bir insanim. Yillar evvel, Paris'te Jean Louis David tanisma imkanim oldu. Kendisinden franchising almak için bir görüsmeye gitmistim. Çok verimli ve güzel bir toplanti oldu. Aslinda söyle söyleyeyim, o toplantinin bütün degerlerini son 10-15 yilda daha iyi algilamaya basladim. Çünkü o zaman ben çok gençtim ve söyledikleri kisimlari anlayamamistim. Ama zaman içinde is yeri sahibi olup da, bir kaç salon açmaya baslayip bazi aksakliklari yasayinca akademinin önemini anladim. Üç salon yaptiktan sonra dedim ki dördüncü salonu yapmayacagim. Önce akademiyi açacagim. Bu fikir, Jean Louis David'den çikmistir yani.
Yurtdisinda salon açma niyetiniz var mi?
- Evet. Su anda üstünde çok ciddi çalistigimiz, yurt disinda bir salon sahibi olma fikrimiz var. Asagi yukari 5 aydir bununla ugrasiyoruz. Fakat incelemeleri, eksikleri ve isleyisi dogru yapabilmek adina ince eleyip sik dokuyoruz. Hatta önümüzdeki günlerde, yurt disindaki salondan çok ünlü 2 tane kuaför bizim davetlimiz olarak Türkiye'ye gelecek. Onlarla, bunun detaylarini görüsüp, bu is görüsmesini yapacagiz. Hayirlisiysa olsun diyorum. Dedigim gibi, biz gereken emegi, gereken çabayi sarf ediyoruz. Ama kolay bir is degil.