- Ekim 2016
- Türkiyeden Bir Ilk
- Ağustos 2014
- Reel Sektor Programi Ebil Saç Tasarim
- Ekim 2013
- Papatya- 8-55: Schwarzkopf Igora Royal
- Temmuz 2013
- Mahmut Ebil: "Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik."
- Mayıs 2013
- mascarammaxx.com : Gelin Saçi Önerileri
- Kadinlar ve Kuaförler - Okan BAYÜLGEN
- Yaratici Çocuklar Dernegi - Çocuklar Askina
- Mart 2013
- HairIst 2013 Yilin Kuaförü Yarismasi
- Şubat 2013
- GOODLUCK TV - Ünlülerin kuaföründen saç trendleri
- Ocak 2013
- Türkiye’nin en iyi kuaförü
- Kasım 2012
- Saç Stilinin En Iyi 10 Adresi
Mahmut Ebil: "Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik."
http://www.hairist.com.tr/ 7/20/2013
Mahmut Ebil: "Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik."
Is zekasi, cesaret ve risk alabilme yetisinin getirdigi basari
Kendini meslege adamis isimlerden Mahmut Ebil konugumuz oldu. Basari tutkusunu, hayal kirikliklarini, çalisma disiplinini tüm ayrintilariyla hairist.com.tr’ye anlatti.

Mahmut Ebil kimdir? Kuaförlüge ne zaman baslamistir? Kendinizi biraz tanitir misiniz?
Mahmut Ebil: Kuaförlük bizim baba meslegimiz. Dedem Çorum’dan Istanbul’a tasinma karari alinca, dedemin yönlendirmesiyle babam Recep Ebil, o zamanlarin önde gelen kuaförü Mösyö Willy’nin kuaför salonunda çalismaya baslamis ve orada yükselmis. Babam hirsli biriydi. Yarismalara katilirdi. 1957 senesinde Türkiye birinciligi ödülü kazanmisti. Babam Mösyö Willy’nin kuaföründen ayrilip, Sisli’de bas kalfa olarak çalisti ve daha sonra Ergün Kazas ile birilkte bir salon açarak amcami da yanina aldi.
Dört kardesim ve ben çocuklugumuzdan beri Recep ve Ergün kuaför salonunda çalistik. Lise dönemlerinde herkes bir program yaparken ben geride kaliyordum. Çünkü bizim pazar günlerimiz babamin kuaför salonunu temizlemekle geçiyordu. Liseyi bitirdikten sonra Bursa’da Isletme bölümünü kazanmama ragmen o dönemdeki olaylardan dolayi babam üniversiteye gitmemi istemedi ve koruyucu yapisiyla bizi sektörde yetistirmek ve meslek sahibi yapmak istedi. Kuaförlük yapmak istemedigim için bir sene astarcilik yaptim. Bir yil sonra Büyükada’daki dükkanimizin kasasinda duracak adama ihtiyaci olunca israrina dayanamayip kuaförlüge dönmüs oldum. Yazin Büyükada’da, kis aylarinda da Sisli’de çalisip, yavas yavas müsteri edinmeye ve isi sevmeye basladim.
Müsterinin salona gelip, özellikle seni istemesi büyük bir ayricalik. Talep edilmek çok büyük önem tasiyor. Gerçek kuaförlük müsterinin seni ismiyle çagirip, senden servis istemesiyle basliyor. Bunun vermis oldugu haz, o duygu baska bir sey.
Ilk salonunuzu ne zaman açtiniz? Nasil ayrildiniz?
Babam ve Ergün Kazas benim bugüne gelmemde en çok fayda saglayan isimlerdir. Idolüm ise babamdan çok Ergün Kazas’di.
Babamin bana göre biraz daha saglamci ve garantici bir karakteri vardi. Özellikle askerlikten sonra bakis açimin biraz daha farklilastigini ve vizyonumun genisledigini söyleyebilirim. Kardeslerim ve ben ayri bir salona çikmak konusunda babami senelerce ikna etmeye çalistik. Babam en sonunda kabul etti. Yeni bir olusum için haftalarca salon aramaya basladim. Sonunda babam da beni destekledi ve Bebek’de küçük bir salon tuttuk. Tesvikiye ve Bebek’teki salona bize de hisse vererek 5 kisilik bir ortaklik kurdu. Ancak Bebek ve Tesvikiye’deki salonlari birlikte yürüterek tutmak istedigim müsterilerileri zamanla kaybetmeye basladim ve bu yüzden Topagaci’ndaki dükkana geçtim.
Benim çalisma hayatimda hep bir kavgam oldu ve savasçi kisiligimle hep ayni soruyu sorguladim. “Insanlar bu meslekte nasil isim oluyorlar?.” Sürekli bize gelen müsteriler, önemli günlerinde isim yapmis kuaförlere gidiyorlardi. O zamanlarda hep kendime onlari farklilastiran sey ne diye soruyordum ve bu durum beni çok rahatsiz ediyordu.
Bir gün Paris’te Mondial’de bir sov sonrasinda Erdem Kramer’e kendimi tanitip, salonunuza gelip sizi bir gün seyredebilir miyim diye sordum. Fakat beni reddetti. “Daha önce buna izin veriyorduk. Ancak simdi izin vermiyoruz.”dedi. Böyle bir talepte bulundugum için çok utandim ve bende büyük bir iz birakti. Insanlar neyi farkli yapiyorlar ve iz birakiyorlar sorusu hep benim içimi kemirdi.
1988 yilinda dünyaca ünlü Fransiz saç tasarimcisi Jean Louis David ile görüsmeye karar verdim. Onun tabelasini asarsam fark yaratirim diye düsündüm. O zamanlarda henüz franchise yoktu. Esimin kardesi Fransizca konusunda bana yardim etti. Birlikte üzerinde titizlikle çalistigimiz bir dosya olusturduk. Ve bekledigimiz an geldi. Bize fuar zamanina bir randevu verdiler.
Iste yaninda olmayi hayal bile edemeyecegim Jean Louis David karsimdaydi. Bana “su an sizinle kuaför kimligimle degil, is adami kimligimle konusmak isterim; ilk defa Türkiye’den ve sizin yasinizda bir insandan bana böyle bir teklif geliyor, gönderdiginiz dosyayi çok begendik” dedi. Kendi salon yapisindan bahsetti. “Ben Istanbul’da bir salona sadece bir tabela vermem, ancak franchise veririm” dedi. Ilk önce franchise verebilmesi için gerekliliklerin yerine getirilmesini söyledi. O gün o tabelayi alamadan geri geldik. Ben tüm meslek hayatimda o salondan nasil farkli bir yere gelebilecegimin pesindeydim. Hep piyasayi takip ederim. Salona kapanmamak kuaföre katki sagliyor. Hayatta vizyoner olabilmek için bir pencere açik birakmak gerekiyor.
Bu sirada Sidika Sabanci’nin müthis bir olusum yarattigini duydum. Istanbul bu yeni olusum ile çalkalaniyodu. Erdem Kramer’den MM Bahçecik’e kadar pek çok ünlü kuaförde çalismis olanlarin içinde oldugu bir salon açilacakti. Erdem Kramer’de çalisan Hakan Köse’ye ulastim. Kendimi tanittim. Müsterilerimi Topagaci’ndan getirmemin zor olacagini düsünerek, onlara 2 ay ücretsiz çalisabilecegimi belirttim. Çünkü bu deneyimi yasamak istiyordum. Böylece Diba’da çalismaya basladim. Babamla bu yüzden 4 ay hiç konusmadik. Aldigim bu kararla aramizdaki duygusal baskiyi kirmak istemistim.
Diba’da çalisirken, aylarca aglayarak eve döndügümü hatirliyorum. Çünkü ben orada kendini kabul ettirmeye çalisan bir konumdaydim. Kendime bir yer açarak tutunmaya çalistim. Bu olusumun içinde yer almak bana çok sey katti. Yaptigim is ile beni üst noktalara tasiyabilecek insanlarla tanistim. 1 sene sonra ciddi cirolar yapmaya basladim. Kendimi kanitlamis oldum. Babam dergileri ve benim islerimi görünce benimle iftihar etti.
Sonra Diba’dan ayrildim. 3 sene çalistiktan sonra hepsine tesekkür ederek ayrildim. Kardesimin salonuna geçtim. Salonu büyüttük. Ebil Saç Tasarimi 1996 yilinda çalismaya basladi.

Dün ve bugün... Kuaförlügü zaman dilimi içinde degerlendirir misiniz?
Çok ciddi farkliliklar var. Insanlar eskiden kuaförlere vakit geçirmek, eglenmek, sohbet etmek, sosyallesmek için gelirlerdi. Simdi insanlarin vakti yok. Kolay ve pratik bir sekilde islerini halletmek istiyorlar. Eskiden bir hata yapildiginda tahammül edilirdi. Simdi müsteriler katlanmak istemiyor. Daha önce müsteriler çok sorgulamazdi. Insanlar artik daha arastirmaci, hangi ürünü kullandiklarini sorguluyor. Vizyonu genis, isletmeci, bilgili ve sabirli olmak gerekiyor.
Iyi bir kuaför nasil olmalidir?
Isin teknik boyutunda kullandigi malzemeleri iyi analiz edebilmesi, tecrübe sahibi olmasi, vizyonunun genis olmasi lazim. Müsterinin beklentilerini karsilamaktan öteye geçip öneri getirebiliyor olmak gerekiyor. Anlatmaktan çok dinlemeyi, ne isteyip ne istemedigini bilmek ve müsteriyi memnun edecek formulü olusturmak lazim. Çünkü bu sadece saçin iyi yapiliyor olmasiyla bitmiyor. Bu bir bütün. Müsterinin psikolojini anlamak gerekir. Çünkü müsteriler bazen sadece iyi hissetmek için kuaföre geliyorlar, bu yüzden onu anlamaniz, zaman ayirmaniz ve onu iyi hissettirmeye çalistiginizi yansitmaniz, ayrica iyi isletmeci olup, ekibi iyi yönetmeniz lazim.
Kendinizi nasil bir kuaför olarak degerlendirirsiniz? Sizi farkli kilan nedir?
Çok iyi bir dinleyiciyim. Isimle ilgili çok ders çalisirim ve samimi öneriler vermeyi tercih ederim. Senelerdir müsterim olan çok kisi var. Babamin müsterilerinin torunlari geliyorlar. 3 nesil var. Ilgi ve alakayi vizyoner kimlik ile birlestirebiliyorsaniz genç nesilleri de çekiyorsunuz.
Dünyaya bir daha gelseniz nasil bir kuaför olmayi isterdiniz? Kuaför olur muydunuz?
Mimar olmak isterdim. Eger yeniden kuaför olsaydim lisanimi gelistirirdim ve yurtdisinda isler yapardim. Dünya çapinda taninan bir kuaför olmak isterdim.
Üç salonunuz ve tekrar canlandirmaya çalistiginiz bir akademiniz var. 30 salon sahibi olma imkani nedir?
Düsünmezdim. Çünkü Ebil’in kurgusunda fiyat yapimizla, bulundugumuz konumla her yerde ayni yapiyi sürdürmemiz çok zor. Imkanimiz yok zaten. Jean Louis David bana bir skala yapmisti 7 degisik tip salonu var ve bunlarin yüzde 1’ini Jean Louis David international olusturur demisti. Hedef kitle ile ilgili bir konudur bu.
Akademi faaliyetleri ne durumda? Neden ara verildi ve tekrar basliyor?
Ilk önce yol ayriminin olmasi gerekiyor. Is adami misin yoksa kuaför müsün? Ben bir taraftan akedemiyi bir taraftan da kuaförlügü sürdürmeye çalistigim zaman bu is yürümüyor. Akademiye ara vermek zorunda kaldim, çünkü akademi basli basina bir is. Akademi için yurtdisindan hocalar getirdik. Çok maliyetli oldugunu söyleyebilirim. Bu yüzden ara vermek zorunda kaldik. Fakat akademiyi yine de kendi bünyemde tuttum. Simdi tekrar ilk etapta kendi ekibimiz için belli bir yapiya getiriyoruz.
Çalisanlarinizi nasil seçersiniz? Iliskiniz nedir? Prensipleriniz var mi?
Insancil ve dürüst olmali, nelere açik, ne kadar açik, seyehat etme özgürlügü var mi? Hobileri var mi? Giyim tarzi, konusma tarzi nasil? Yabanci dil bilmesi iyi bir sey. Kisinin kendi özünde kendisini nasil yetistirdigi çok önemli.
Bugün biri gelse ve salonunuzda üç gün geçirmek isterse ne yaparsiniz?
Çok var. Izin veriyorum. Salon ekibi gibi dur, izle ve ögren diyorum. Tabii ki salon prensiplerimiz çerçevesinde.
Ebil Kuaförlükte çalismak ayricalik getirir mi?
Tabiki getiriyor. Iyi bir markanin altinda çalisiyorum demenin verdigi bir özgüven var. Bazen bu benim aleyhime isliyor. Çünkü çalisanlarin farkindaliklari düsüyor ve köreliyorlar. Olan bitenden haberdar olamiyorlar, buna üzülüyorum. Ancak genel olarak ekibimde çalisan insanlar duruslariyla beni mutlu ediyorlar.
Çalisanlariniz içinden isten ayrilanlara kiziyor musunuz?
O kadar yetistirmissin, yatirim yapmissin, tam meyvesini yiyeceksin, meslek ögretiyorsun, müsteri empoze ediyorsun, tam bu benim adamim diyorsun, gidip salon açacagim diyorlar. Ama kizamiyorum çünkü bunu yapmazsa mutlu olmayacaklarini biliyorum. Bunu dogal karsilamak gerekiyor. Salon açiyorlar bazen yapamiyorlar yine geldikleri zaman geri çevirmiyorum. Sadece mümkün olmayan beklentilerine cevap veremedigim için hakkimda konusulursa sinirleniyorum.
En begendiginiz saç sekli ve rengi?
Oturmus saç sevmem, uzun saçi daha çok yakistiriyorum kadinlara. Denizden çikmis havada saçlar vardir, kendi içinde çok hafif bir dalgasi olur. Koyu renk daha çok seviyorum: Açik siyah. Bu da bana özgü bir renk ismidir.
Müsterilerinize yönelik prensibiniz? Sizi neden seçerler?
Maddi imkanlarindan dolayi ezmeye çalisan insanlara tahammülüm yok. Benim param var yapacaksin tutumuna karsiyim. Karsilikli saygi çerçevesinde verimli olabilecegimi düsünüyorum. Iyi kuaför oldugunuz için talep ediliyor olun. Onlara ekstra ayricaliklar tanidiginiz için sizi seçmesinler. Ben müsteriyi mutlu edebildigim için beni tercih etmesini isterim.
Türk kuaförlügünün gelisimi için neler yapilmali? Bu konuda kendinizi sorumlu hissediyor musunuz? Sorumluluk aliyor musunuz? Sektörle iliskileriniz hakkinda bilgi verir misiniz?
Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik. Farkli girisimlere katkida bulunup, gençleri yönlendirmeliyiz. Belli çatilar altinda onlarla fikir alisverisinde bulunmak lazim. Kuaförlerin gelecegi açisindan öncelikler egitim, teknik ve isletme boyutunu gelistirmek olmalidir.
Kuaförlere yönelik alginin gelistirilmesi gerekiyor. Bulundugumuz grup hizmet grubu, konumlandirmanin iyi bilinmesi gerekiyor, insanlarin kendini, çevresini sorgulamasi lazim. Hükümetten destek almiyoruz. Kuaförler odasinin meslegi ileri götürmek için daha fazla çalismasi gerekiyor. Mesela mutfak sanatlari akademisi yapildi, kuaförlük meslegini neden bu algiya getiremiyoruz. Insanlar neden çocuklarini kuaför olmalari konusunda tesvik etmiyorlar. Türk kuaförünün rengi ve sekli bu olusumlar saglanirsa degisebilir.
Is disinda hayatinizda neler var? Neler olmasini isterdiniz?
Hayatimda is disinda üç sey var: AKD (Artistik Kuaförler Dernegi) , ailem ve Fenerbahçem.
Neler okuyorsunuz?
Vogue ve Estetica dergilerini okuyorum. Estetica’nin kuaförlük sektörüne çok katkisi var. Kendini gelistirmek isteyen kuaförler için tek dergi.
Renginiz? Müzik? Burcunuz?
Turuncu. Genel dinleyeciyim ve ruh halime göre farkli müzikler dinlerim, yay burcuyum.
Dijital dünya ve sosyal medya hakkinda düsünceleriniz?
Son bir senedir iyi bir sosyal medya kullanicisi oldum. Salonumda herkes sosyal medyayi kullaniyor. Facebook hesabim var.
Hairist neyi ifade ediyor?
Hairist etkinligi parlayan yildizimiz.
Bir cümleyle kuaförlügü tanimlar misiniz?
Saç tasarlama yetisine sahip psikolog.
Genç meslektaslariniza önerileriniz?
Derslerine iyi çalissinlar. Samimi olsunlar, dinlemeyi bilsinler ve vizyonlarini genis tutsunlar.

Mahmut Ebil: "Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik."
Is zekasi, cesaret ve risk alabilme yetisinin getirdigi basari
Kendini meslege adamis isimlerden Mahmut Ebil konugumuz oldu. Basari tutkusunu, hayal kirikliklarini, çalisma disiplinini tüm ayrintilariyla hairist.com.tr’ye anlatti.
Mahmut Ebil kimdir? Kuaförlüge ne zaman baslamistir? Kendinizi biraz tanitir misiniz?
Mahmut Ebil: Kuaförlük bizim baba meslegimiz. Dedem Çorum’dan Istanbul’a tasinma karari alinca, dedemin yönlendirmesiyle babam Recep Ebil, o zamanlarin önde gelen kuaförü Mösyö Willy’nin kuaför salonunda çalismaya baslamis ve orada yükselmis. Babam hirsli biriydi. Yarismalara katilirdi. 1957 senesinde Türkiye birinciligi ödülü kazanmisti. Babam Mösyö Willy’nin kuaföründen ayrilip, Sisli’de bas kalfa olarak çalisti ve daha sonra Ergün Kazas ile birilkte bir salon açarak amcami da yanina aldi.
Dört kardesim ve ben çocuklugumuzdan beri Recep ve Ergün kuaför salonunda çalistik. Lise dönemlerinde herkes bir program yaparken ben geride kaliyordum. Çünkü bizim pazar günlerimiz babamin kuaför salonunu temizlemekle geçiyordu. Liseyi bitirdikten sonra Bursa’da Isletme bölümünü kazanmama ragmen o dönemdeki olaylardan dolayi babam üniversiteye gitmemi istemedi ve koruyucu yapisiyla bizi sektörde yetistirmek ve meslek sahibi yapmak istedi. Kuaförlük yapmak istemedigim için bir sene astarcilik yaptim. Bir yil sonra Büyükada’daki dükkanimizin kasasinda duracak adama ihtiyaci olunca israrina dayanamayip kuaförlüge dönmüs oldum. Yazin Büyükada’da, kis aylarinda da Sisli’de çalisip, yavas yavas müsteri edinmeye ve isi sevmeye basladim.
Müsterinin salona gelip, özellikle seni istemesi büyük bir ayricalik. Talep edilmek çok büyük önem tasiyor. Gerçek kuaförlük müsterinin seni ismiyle çagirip, senden servis istemesiyle basliyor. Bunun vermis oldugu haz, o duygu baska bir sey.
Ilk salonunuzu ne zaman açtiniz? Nasil ayrildiniz?
Babam ve Ergün Kazas benim bugüne gelmemde en çok fayda saglayan isimlerdir. Idolüm ise babamdan çok Ergün Kazas’di.
Babamin bana göre biraz daha saglamci ve garantici bir karakteri vardi. Özellikle askerlikten sonra bakis açimin biraz daha farklilastigini ve vizyonumun genisledigini söyleyebilirim. Kardeslerim ve ben ayri bir salona çikmak konusunda babami senelerce ikna etmeye çalistik. Babam en sonunda kabul etti. Yeni bir olusum için haftalarca salon aramaya basladim. Sonunda babam da beni destekledi ve Bebek’de küçük bir salon tuttuk. Tesvikiye ve Bebek’teki salona bize de hisse vererek 5 kisilik bir ortaklik kurdu. Ancak Bebek ve Tesvikiye’deki salonlari birlikte yürüterek tutmak istedigim müsterilerileri zamanla kaybetmeye basladim ve bu yüzden Topagaci’ndaki dükkana geçtim.
Benim çalisma hayatimda hep bir kavgam oldu ve savasçi kisiligimle hep ayni soruyu sorguladim. “Insanlar bu meslekte nasil isim oluyorlar?.” Sürekli bize gelen müsteriler, önemli günlerinde isim yapmis kuaförlere gidiyorlardi. O zamanlarda hep kendime onlari farklilastiran sey ne diye soruyordum ve bu durum beni çok rahatsiz ediyordu.
Bir gün Paris’te Mondial’de bir sov sonrasinda Erdem Kramer’e kendimi tanitip, salonunuza gelip sizi bir gün seyredebilir miyim diye sordum. Fakat beni reddetti. “Daha önce buna izin veriyorduk. Ancak simdi izin vermiyoruz.”dedi. Böyle bir talepte bulundugum için çok utandim ve bende büyük bir iz birakti. Insanlar neyi farkli yapiyorlar ve iz birakiyorlar sorusu hep benim içimi kemirdi.
1988 yilinda dünyaca ünlü Fransiz saç tasarimcisi Jean Louis David ile görüsmeye karar verdim. Onun tabelasini asarsam fark yaratirim diye düsündüm. O zamanlarda henüz franchise yoktu. Esimin kardesi Fransizca konusunda bana yardim etti. Birlikte üzerinde titizlikle çalistigimiz bir dosya olusturduk. Ve bekledigimiz an geldi. Bize fuar zamanina bir randevu verdiler.
Iste yaninda olmayi hayal bile edemeyecegim Jean Louis David karsimdaydi. Bana “su an sizinle kuaför kimligimle degil, is adami kimligimle konusmak isterim; ilk defa Türkiye’den ve sizin yasinizda bir insandan bana böyle bir teklif geliyor, gönderdiginiz dosyayi çok begendik” dedi. Kendi salon yapisindan bahsetti. “Ben Istanbul’da bir salona sadece bir tabela vermem, ancak franchise veririm” dedi. Ilk önce franchise verebilmesi için gerekliliklerin yerine getirilmesini söyledi. O gün o tabelayi alamadan geri geldik. Ben tüm meslek hayatimda o salondan nasil farkli bir yere gelebilecegimin pesindeydim. Hep piyasayi takip ederim. Salona kapanmamak kuaföre katki sagliyor. Hayatta vizyoner olabilmek için bir pencere açik birakmak gerekiyor.
Bu sirada Sidika Sabanci’nin müthis bir olusum yarattigini duydum. Istanbul bu yeni olusum ile çalkalaniyodu. Erdem Kramer’den MM Bahçecik’e kadar pek çok ünlü kuaförde çalismis olanlarin içinde oldugu bir salon açilacakti. Erdem Kramer’de çalisan Hakan Köse’ye ulastim. Kendimi tanittim. Müsterilerimi Topagaci’ndan getirmemin zor olacagini düsünerek, onlara 2 ay ücretsiz çalisabilecegimi belirttim. Çünkü bu deneyimi yasamak istiyordum. Böylece Diba’da çalismaya basladim. Babamla bu yüzden 4 ay hiç konusmadik. Aldigim bu kararla aramizdaki duygusal baskiyi kirmak istemistim.
Diba’da çalisirken, aylarca aglayarak eve döndügümü hatirliyorum. Çünkü ben orada kendini kabul ettirmeye çalisan bir konumdaydim. Kendime bir yer açarak tutunmaya çalistim. Bu olusumun içinde yer almak bana çok sey katti. Yaptigim is ile beni üst noktalara tasiyabilecek insanlarla tanistim. 1 sene sonra ciddi cirolar yapmaya basladim. Kendimi kanitlamis oldum. Babam dergileri ve benim islerimi görünce benimle iftihar etti.
Sonra Diba’dan ayrildim. 3 sene çalistiktan sonra hepsine tesekkür ederek ayrildim. Kardesimin salonuna geçtim. Salonu büyüttük. Ebil Saç Tasarimi 1996 yilinda çalismaya basladi.
Dün ve bugün... Kuaförlügü zaman dilimi içinde degerlendirir misiniz?
Çok ciddi farkliliklar var. Insanlar eskiden kuaförlere vakit geçirmek, eglenmek, sohbet etmek, sosyallesmek için gelirlerdi. Simdi insanlarin vakti yok. Kolay ve pratik bir sekilde islerini halletmek istiyorlar. Eskiden bir hata yapildiginda tahammül edilirdi. Simdi müsteriler katlanmak istemiyor. Daha önce müsteriler çok sorgulamazdi. Insanlar artik daha arastirmaci, hangi ürünü kullandiklarini sorguluyor. Vizyonu genis, isletmeci, bilgili ve sabirli olmak gerekiyor.
Iyi bir kuaför nasil olmalidir?
Isin teknik boyutunda kullandigi malzemeleri iyi analiz edebilmesi, tecrübe sahibi olmasi, vizyonunun genis olmasi lazim. Müsterinin beklentilerini karsilamaktan öteye geçip öneri getirebiliyor olmak gerekiyor. Anlatmaktan çok dinlemeyi, ne isteyip ne istemedigini bilmek ve müsteriyi memnun edecek formulü olusturmak lazim. Çünkü bu sadece saçin iyi yapiliyor olmasiyla bitmiyor. Bu bir bütün. Müsterinin psikolojini anlamak gerekir. Çünkü müsteriler bazen sadece iyi hissetmek için kuaföre geliyorlar, bu yüzden onu anlamaniz, zaman ayirmaniz ve onu iyi hissettirmeye çalistiginizi yansitmaniz, ayrica iyi isletmeci olup, ekibi iyi yönetmeniz lazim.
Kendinizi nasil bir kuaför olarak degerlendirirsiniz? Sizi farkli kilan nedir?
Çok iyi bir dinleyiciyim. Isimle ilgili çok ders çalisirim ve samimi öneriler vermeyi tercih ederim. Senelerdir müsterim olan çok kisi var. Babamin müsterilerinin torunlari geliyorlar. 3 nesil var. Ilgi ve alakayi vizyoner kimlik ile birlestirebiliyorsaniz genç nesilleri de çekiyorsunuz.
Dünyaya bir daha gelseniz nasil bir kuaför olmayi isterdiniz? Kuaför olur muydunuz?
Mimar olmak isterdim. Eger yeniden kuaför olsaydim lisanimi gelistirirdim ve yurtdisinda isler yapardim. Dünya çapinda taninan bir kuaför olmak isterdim.
Üç salonunuz ve tekrar canlandirmaya çalistiginiz bir akademiniz var. 30 salon sahibi olma imkani nedir?
Düsünmezdim. Çünkü Ebil’in kurgusunda fiyat yapimizla, bulundugumuz konumla her yerde ayni yapiyi sürdürmemiz çok zor. Imkanimiz yok zaten. Jean Louis David bana bir skala yapmisti 7 degisik tip salonu var ve bunlarin yüzde 1’ini Jean Louis David international olusturur demisti. Hedef kitle ile ilgili bir konudur bu.
Akademi faaliyetleri ne durumda? Neden ara verildi ve tekrar basliyor?
Ilk önce yol ayriminin olmasi gerekiyor. Is adami misin yoksa kuaför müsün? Ben bir taraftan akedemiyi bir taraftan da kuaförlügü sürdürmeye çalistigim zaman bu is yürümüyor. Akademiye ara vermek zorunda kaldim, çünkü akademi basli basina bir is. Akademi için yurtdisindan hocalar getirdik. Çok maliyetli oldugunu söyleyebilirim. Bu yüzden ara vermek zorunda kaldik. Fakat akademiyi yine de kendi bünyemde tuttum. Simdi tekrar ilk etapta kendi ekibimiz için belli bir yapiya getiriyoruz.
Çalisanlarinizi nasil seçersiniz? Iliskiniz nedir? Prensipleriniz var mi?
Insancil ve dürüst olmali, nelere açik, ne kadar açik, seyehat etme özgürlügü var mi? Hobileri var mi? Giyim tarzi, konusma tarzi nasil? Yabanci dil bilmesi iyi bir sey. Kisinin kendi özünde kendisini nasil yetistirdigi çok önemli.
Bugün biri gelse ve salonunuzda üç gün geçirmek isterse ne yaparsiniz?
Çok var. Izin veriyorum. Salon ekibi gibi dur, izle ve ögren diyorum. Tabii ki salon prensiplerimiz çerçevesinde.
Ebil Kuaförlükte çalismak ayricalik getirir mi?
Tabiki getiriyor. Iyi bir markanin altinda çalisiyorum demenin verdigi bir özgüven var. Bazen bu benim aleyhime isliyor. Çünkü çalisanlarin farkindaliklari düsüyor ve köreliyorlar. Olan bitenden haberdar olamiyorlar, buna üzülüyorum. Ancak genel olarak ekibimde çalisan insanlar duruslariyla beni mutlu ediyorlar.
Çalisanlariniz içinden isten ayrilanlara kiziyor musunuz?
O kadar yetistirmissin, yatirim yapmissin, tam meyvesini yiyeceksin, meslek ögretiyorsun, müsteri empoze ediyorsun, tam bu benim adamim diyorsun, gidip salon açacagim diyorlar. Ama kizamiyorum çünkü bunu yapmazsa mutlu olmayacaklarini biliyorum. Bunu dogal karsilamak gerekiyor. Salon açiyorlar bazen yapamiyorlar yine geldikleri zaman geri çevirmiyorum. Sadece mümkün olmayan beklentilerine cevap veremedigim için hakkimda konusulursa sinirleniyorum.
En begendiginiz saç sekli ve rengi?
Oturmus saç sevmem, uzun saçi daha çok yakistiriyorum kadinlara. Denizden çikmis havada saçlar vardir, kendi içinde çok hafif bir dalgasi olur. Koyu renk daha çok seviyorum: Açik siyah. Bu da bana özgü bir renk ismidir.
Müsterilerinize yönelik prensibiniz? Sizi neden seçerler?
Maddi imkanlarindan dolayi ezmeye çalisan insanlara tahammülüm yok. Benim param var yapacaksin tutumuna karsiyim. Karsilikli saygi çerçevesinde verimli olabilecegimi düsünüyorum. Iyi kuaför oldugunuz için talep ediliyor olun. Onlara ekstra ayricaliklar tanidiginiz için sizi seçmesinler. Ben müsteriyi mutlu edebildigim için beni tercih etmesini isterim.
Türk kuaförlügünün gelisimi için neler yapilmali? Bu konuda kendinizi sorumlu hissediyor musunuz? Sorumluluk aliyor musunuz? Sektörle iliskileriniz hakkinda bilgi verir misiniz?
Hepimiz bu meslek sayesinde bir noktaya geldik. Farkli girisimlere katkida bulunup, gençleri yönlendirmeliyiz. Belli çatilar altinda onlarla fikir alisverisinde bulunmak lazim. Kuaförlerin gelecegi açisindan öncelikler egitim, teknik ve isletme boyutunu gelistirmek olmalidir.
Kuaförlere yönelik alginin gelistirilmesi gerekiyor. Bulundugumuz grup hizmet grubu, konumlandirmanin iyi bilinmesi gerekiyor, insanlarin kendini, çevresini sorgulamasi lazim. Hükümetten destek almiyoruz. Kuaförler odasinin meslegi ileri götürmek için daha fazla çalismasi gerekiyor. Mesela mutfak sanatlari akademisi yapildi, kuaförlük meslegini neden bu algiya getiremiyoruz. Insanlar neden çocuklarini kuaför olmalari konusunda tesvik etmiyorlar. Türk kuaförünün rengi ve sekli bu olusumlar saglanirsa degisebilir.
Is disinda hayatinizda neler var? Neler olmasini isterdiniz?
Hayatimda is disinda üç sey var: AKD (Artistik Kuaförler Dernegi) , ailem ve Fenerbahçem.
Neler okuyorsunuz?
Vogue ve Estetica dergilerini okuyorum. Estetica’nin kuaförlük sektörüne çok katkisi var. Kendini gelistirmek isteyen kuaförler için tek dergi.
Renginiz? Müzik? Burcunuz?
Turuncu. Genel dinleyeciyim ve ruh halime göre farkli müzikler dinlerim, yay burcuyum.
Dijital dünya ve sosyal medya hakkinda düsünceleriniz?
Son bir senedir iyi bir sosyal medya kullanicisi oldum. Salonumda herkes sosyal medyayi kullaniyor. Facebook hesabim var.
Hairist neyi ifade ediyor?
Hairist etkinligi parlayan yildizimiz.
Bir cümleyle kuaförlügü tanimlar misiniz?
Saç tasarlama yetisine sahip psikolog.
Genç meslektaslariniza önerileriniz?
Derslerine iyi çalissinlar. Samimi olsunlar, dinlemeyi bilsinler ve vizyonlarini genis tutsunlar.